1. Eurovision 2024
Avrupa'nın Müzik Şöleni: Eurovision Şarkı Yarışması'na Yolculuk!
10.05.2024 02:23
Merhaba müzikseverler! Bugün sizleri, Avrupa'nın en köklü ve en renkli müzik organizasyonlarından biri olan Eurovision Şarkı Yarışması'na bir yolculuğa çıkaracağım. Bu blog yazısında, Eurovision'un tarihi, katılımcı ülkeleri, kullanılan diller ve Türkiye'nin bu müzik şölenine ilk adımı ve ayrılış hikayesini ele alacağız. Avrupa'nın müzik coşkusuna kapılmaya hazır mısınız? O zaman kemerlerinizi bağlayın ve Eurovision'un unutulmaz melodilerine doğru yola çıkalım!
Eurovision'un Tarihi: Bir Müzik Şöleninin Doğuşu
Eurovision Şarkı Yarışması, 1956 yılından beri Avrupa'yı ve hatta dünyayı büyüleyen bir müzik şölenidir. Peki, bu renkli ve heyecanlı yarışma nasıl başladı? Her şey, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'yı saran bir birlik ve barış özlemiyle başladı. Avrupa Yayın Birliği (EBU), bu duyguları somutlaştırmak için bir araya gelerek bir müzik yarışması düzenleme fikrini ortaya attı. Bu fikrin temel amacı, farklı ülkelerden müzikseverleri bir araya getirmek ve ortak bir dil olan müzik aracılığıyla dostluk ve barış mesajı vermekti.
İlk Eurovision Şarkı Yarışması, 24 Mayıs 1956'da İsviçre'nin Lugano kentinde 7 ülkenin katılımıyla gerçekleşti. Yarışmada her ülke, o sene için seçtiği bir şarkıyı seslendirdi ve kazanan İsviçreli Lys Assia'nın "Refrain" adlı şarkısı oldu. O ilk yıldan beri Eurovision, her sene büyümeye ve gelişmeye devam etti. Katılımcı sayısı arttı, kurallar değişti ve yarışma gitgide daha da popüler hale geldi. Günümüzde Eurovision, sadece Avrupa'nın değil, tüm dünyanın en çok izlenen müzik programlarından biri haline geldi.
Eurovision'un tarihi, sadece bir müzik yarışmasının hikayesinden öte bir anlam taşır. Bu, Avrupa'nın savaş sonrası yeniden inşasını, barış ve birlik için gösterilen çabayı ve farklı kültürlerin ortak bir platformda buluşmasını simgeler. Eurovision, müziğin evrensel gücünü ve insanları bir araya getirme yeteneğini en güzel şekilde gösteren bir örnektir.
Türkiye'nin Eurovision Hikayesi: Başarılar, Ayrılıklar ve Yeniden Dönüş Hayalleri
Türkiye, Eurovision Şarkı Yarışması'na 1975 yılında Semiha Yankı tarafından seslendirilen "Seninle Bir Dakika" şarkısıyla ilk kez katılmıştır, fakat 1990'lara dek genellikle puan cetvelinin alt sıralarında kalmıştır.
Dil kısıtlamalarının kaldırılması ve televoting sisteminin getirilmesiyle (1997 ve 2000 yılındaki yarışmalarda olduğu gibi) Türkiye'nin Eurovision'daki temsilcileri daha başarılı sonuçlar elde etmeye başladılar. 1997'de Şebnem Paker'in "Dinle" şarkısıyla üçüncülük kazandı. 2003'te Sertab Erener, "Everyway That I Can" ile yarışmanın birincisi oldu ve Türkiye'ye ilk Eurovision zaferini getirdi. 2004'te yarışmaya İstanbul ev sahipliği yaparken, Athena "For Real" ile 195 puan toplayarak dördüncü sıraya yerleşti ve Türkiye'nin Eurovision'da aldığı en yüksek puanı kazandı. 2007'de Kenan Doğulu "Shake It Up Şekerim" ile, 2008'de Mor ve Ötesi "Deli" ile yarıştı; Kenan dördüncü, Mor ve Ötesi ise yedinci oldu. 2009'da Hadise "Düm Tek Tek" ile yine dördüncülük elde etti. 2010'da, Manga grubu "We Could Be the Same" ile ikinci oldu. Ancak 2011'de, Yüksek Sadakat Düsseldorf'ta finale kalamayarak 2004'ten beri ilk kez finale çıkamama durumu yaşandı. 2012'de Can Bonomo "Love Me Back" ile yedinci sırada yer aldı.
Türkiye'nin Eurovision'dan ayrılışının arkasında yatan sebepler tam olarak netleşmiş olmasa da, oylama sisteminin adil olmadığı ve bazı ülkelerin Türkiye'ye karşı siyasi oy kullandığı yönündeki iddialar öne çıkıyor.
Boğaziçi’liyseniz mutlaka Taşoda ismi sizde birçok duygu uyandıracaktır. Her yıl Mayıs ayında düzenlenen ve baharın gelişini müjdeleyen bu müzik festivali müzikseverleri ve eğlenmek isteyen üniversitelileri, özellikle 7’den 70’e Boğaziçilileri, bir araya getirir. Bu sene 30. yılını kutlayan Taşoda Festivali, Boğaziçi Üniversitesi’nin en köklü ve en fazla katılım gören etkinliği olarak ve müzisyenleri geliştirmeyi amaçlayan Türkiye’nin en büyük “bağımsız müzik” organizasyonudur. devamını oku ↗